el koymak
| |||||
el koymak bir yolsuzluğu ortaya çıkarmak, incelemek, vaziyet etmek. üstüne konmak: "Herkesin olan bir olanağa el koyup onu kendi çıkarına kullananı neden seveyim?"- A. Ağaoğlu. zorla almak: "Bizi işimizde gücümüzde serbest bırakmak şöyle dursun, çoluk çocuğumuzun nafakasına el koymaya kalkıştılar."- Y. K. Karaosmanoğlu. işi üzerine almak, sorumluluğu üstlenmek: "Annem hemen işe el koydu."- A. Kutlu. yetkili organ bir malı veya bir kuruluşu kendi yönetimine almak. İlgili Kelimelervaziyet etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |